******UN İSLAMA BAKISI

****** Araştırma Merkezi'nce hazırlanan ''******'ün ıslam'a Bakışı'' adlı kitapta, ******'ün ıslam dini hakkındaki düşünce ve söylemleri belgelerle ortaya konuluyor.

Kitapta, ******'ün halka hitabelerinde sıkça, ''Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa tahakkuk etmesi lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen mutabıktır'' dediği bildiriliyor.

ıslam dini konusunda geniş bir bilgiye sahip olan ******'ün, ıslam dininin layıkıyla halka öğretilememesinden son derece üzüntü duyduğu belirtilen kitapta, ''ınsanlara ilk emri okumak ve ilim yapmak olan ıslam dini ile, Türk milletine ilmi ve fenni rehber olarak bırakan ******'ün ters düşmesi mümkün değildir'' deniliyor.

****** için dinin, ''kendi hayatında hem toplumsal bir realite ve hem de iç dünyasında alışılmışın dışında gizli ve özel bir duygu'' olarak yerini aldığı vurgulanan kitapta, ******'ün saf, temiz ve sade bir din anlayışına sahip olduğu kaydediliyor.

******'ün, ıslam dinine sonradan girmiş olan her türlü safsata, hurafe ve boş inanışlara karşı durduğu ve rasyonel bir din anlayışını benimsediği ifade edilen kitapta, şunlar kaydediliyor:

''******, ıslam dininin özüyle uyuşmayan hurafeleri dine sokanlarla, ıslam'ın sadeliğinde ve temelinde var olan canlı, yapıcı ve hamleci ruhunu birtakım laf kalabalığına boğanlarla ve her şeyden önemlisi dini özellikle siyasi ve dünyevi bir çıkar aracı olarak kullanmak isteyen zihniyetin temsilcileri ile amansız bir mücadele etmiştir.''


Kitapta, ******'ün halka hitap ve demeçlerinde ıslam dini hakkında söylediklerine de yer veriliyor. Kitapta, ******'ün 31 Ocak 1923 yılında ızmir'de halka yönelik yaptığı bir konuşmada, ıslam dininin tarihsel süreçte birçok batıl fikirlerin saldırısına uğradığını dile getirdiği ve ıslam dini hakkındaki düşüncelerini soranlara da, ıslam dinine sokulan ve onu çepeçevre kuşatmaya çalışan hurafe ve batıl fikirlerden yakındığı bildiriliyor.

******, Ankara Orman Çiftliği'nde Asaf ılbay'ın ''Paşam din hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum'' sözleri üzerine şunları söylüyor:

''Din vardır ve lazımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi. Fakat bina uzun asırlardır ihmale uğramış. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak birçok yabancı yorum, unsurlar, boş inançlar binayı daha fazla hırpalamış.''

Kitapta, ******'e ''dine karşıymış'' gibi bakılması veya gösterilmeye çalışılmasının bu din anlayışından kaynaklandığı vurgulanarak, oysa ******'ün gerçek dine ters düşen hurafe ve eklemelere itibar etmenin yanlışlığına işaret ettiği belirtiliyor.


ATATÜRK'ÜN BALIKESıR KONUşMASI

Kitapta, ******, 7 şubat 1923 yılında Balıkesir Zagnos Paşa Camii'nde ise dine ilişkin şunları söylüyor:

''Allah birdir. şanı büyüktür... Peygamber efendimiz hazretleri, Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. ınsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa, gerçeğe uymamış olsaydı, bununla ilahi tabiat kanunları arasında çelişki olması gerekirdi. Çünkü alem kanunlarını yapan Tanrı'dır.''


****** Araştırma Merkezi Başkanı Mehmet Saray, ******'ün, Türk milletinin dinine bağlılığının devam etmesini istediğini, ancak laik Cumhuriyeti kurarken, dinin devlet iş ve güçlerine karıştırılarak yaşanmasına izin vermediğini hatırlattı.

******'ün, ''laik sistemi dinsizlik manasında anlamayın. Herkes dininde inancında hürdür'' dediğini bildiren Saray, ******'ün, ıslam dini hakkında asla menfi bir sözü olmadığını vurguladı. Saray, kitabı, birçok insanın ''****** ıslam'a şöyle bakmış, böyle bakmış'' şeklinde kitap yazması üzerine, konuyu netleştirmek için hazırladıklarını söyledi.

Bu çerçevede, ******'ün gençlik yıllarından vefatına kadar ıslam ile ilgili söylediği bütün sözlerin belgeleri ile ortaya konulduğunu, bilim adamlarınca tartışıldığını ifade eden Saray, şunları kaydetti:

''Belgeler ve yorumlarda ******'ün, ateistlikle, dinsizlikle, ıslam'ı yermeyle hiçbir alakası olmadığı ortaya çıkıyor. ****** ıslam dininin siyasete sokulmasını asla istememiş, tahammül edememiş ve bu laik rejimi kurarak, ıslam'a değişik bir ivme kazandırarak, dinimizin güzellikler içerisinde yaşanmasını sağlamıştır. Bu ıslam'a en büyük hizmet olmuştur.''

Saray, ******'ün bu yaptıklarının ıslam dünyasına örnek olduğunu ve ıslam alimlerince rehber olarak görüldüğünü kaydetti. Saray, ayrıca laik sistemde ıslam'ı en güzel ve en nezih yaşayan yegane Müslüman ülkenin Türkiye olduğunu ifade ederek, ''Ben bunu herkesle tartışırım. Gitsin Müslüman'ım diyen ülkelerde ıslam nasıl yaşanır görsünler ve bir de Türkiye'ye baksınlar. Aradaki farkı tespit edeceklerdir'' dedi